İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminalinde uçuşunuzdan 3 saat önce bulunma ve pasaport ve gümrük işlemlerimizin ardından Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçuş ile  Marsilya’ya hareket ediyoruz. Yerel saat  varışımızın ardından, bizi bekleyen transfer aracımızla Aix-en- Provence’e doğru yola çıkıyoruz. Fransa’nın en pahalı evlerinin olduğu bu şirin yer, modern sanatın babası olarak kabul edilen Paul Cézanne’in memleketi olması ile tanınıyor. Bu nedenle, küçük bir kasaba olmasına rağmen, 4 üniversitesi ile ilgi çekici olan Aix en Provence’daki gezimizi lavanta sabunları alarak süsleyebilirsiniz. Yer altı suları, sabunları, sanat kokan çeşmeleri ve lokumları ile ünlü bu kasaba, lavanta tarlaları ile süslü, Picasso’nun yaşadığı şatonun da bulunduğu ve Cezanne’in ünlü eserine de konu olan St. Victorie dağı ile de dikkatleri üstüne çekiyor. Gezi sonrası konaklamamızı gerçekleştireceğimiz otelimize yerleşiyoruz.Geceleme otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında, yaldızlı kıyıların, Fransa ayağını oluşturan eşsiz plajların bulunduğu, Nice’e doğru yola çıkıyoruz. Fransız Rivierası Cote d’Azur’un başkenti olan Nice, Fransa’nın en büyük 5. şehridir. Tertemiz denizi, ılıman iklimi, yüzyıllar boyu birçok medeniyetin elinde el değiştirmesinin ardından bugün Fransız zenginliğini taşıması ile sosyetik bir turizm merkezidir. Yaklaşık üç saatlik yolculuğumuzun ardından vardığımız bu şehirde, şehir turumuzu yapacağız. Promenade Des Anglais Caddesi, Nice limanı, Massena meydanı, Çiçek pazarı, Adliye sarayı, Akropolis, Jean Medecin bulvarı eski Nice ve dar yaya sokakları, mağazalar ile Rus katedrali göreceğimiz yerlerden bazıları olacak. Panaromik olarak yapacağımız şehir turumuzun ardından daracık sokaklardaki hediyelik eşya dükkânlarından sevdiklerinize küçük hatıralar alabilirsiniz.Gezi sonrası konaklamamızı gerçekleştireceğimiz otelimize yerleşiyoruz.Geceleme otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Grasse ve St-Paul-de-Vence turumuz için otelden hareket ediyoruz. 16. Yüzyıl köyü olan St. Paul de Vence etrafını çevreleyen surlarla günümüzde bile bir savaş kentini andırır. Ortaçağ görüntüsünü çok az kaybetmiş olan bu yörede Matisse, Miró, Chagall,  Braque, Bonnard,  Calder, Léger ve Giacometti gibi sanatçılara ev sahipliği yapmış olan bu sihirli köyde şık butikler dar Arnavut kaldırımlarının yanında uzanmaktadır. 12 yüzyıldan kalma antik gotik kilisesini de ziyaret ediyoruz.  Graz’da ise Fransız parfüm sanayinin kalbi olan fabrikaları göreceksiniz, istediğiniz kokuyu ekonomik şekilde temin etmeniz olasıdır.Gezi sonrası konaklamamızı gerçekleştireceğimiz otelimize yerleşiyoruz.Geceleme otelimizde.

Otelde alacağımız kahvaltımızın ardından cıkış işlemleri ve devamında 40 dakikalık mesafedeki Dünya’nın en küçük prensliği Monaco’yu geziyoruz. Monaco gezimizde panoramik olarak Grimaldi Köşkleri, Büyük Saray ve Japon Bahçelerini göreceğiz. Zenginliği ve kayalıklara adeta mıhlanmış mimarisiyle büyüleneceğinizi garanti edeceğimiz bu minik ülkeden, San Remo’ya doğru yola çıkıyoruz. Antik Romalıların köyü olan San Remo, günümüzde Avrupa sosyetesinin tatil beldeleri listesinin başında geliyor. Son Osmanlı hükümdarı Vahdeddin’in, sürgün günlerini geçirdiği, Alfred Nobel’in de yaşamının son zamanlarında yaşadığı Villa Nobel’in bulunduğu bu şehir, şehre hareket katan kumarhanesi, ralli yarışı ve Eurovision’un da çıkış noktası olarak kabul edilen müzik festivalleri ile tanınıyor. Günümüzün sonunda konaklama yapacağımız otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında İtalyan rivierasının en büyük turizm merkezi olan San Remo'da kişisel aktivitelerimiz ve alış veriş için serbest zaman geçirebilirsiniz. İtalyan mutfağının lezzetlerini yöresel restorantlarda deneyimleyebilir, turkuaz renkteki sahilleri ve bölgeyi özgü sokakları keşfedebilirsiniz. Geceleme otelimizde.

San Remo’daki otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Santa Margarita’ya doğru yola çıkıyoruz. Sokakta insanların vals yaptığı, canlı sokak hayatı ile ünlü bu küçük kasabada konaklama yapacağımız otele yerleşiyoruz. Burada, sahildeki kestane ve palmiye ağaçları ile renkli evler kasabaya müthiş keyifli bir hava veriyor. Doğal ve estetik güzelliklerin yanı sıra pek çok tarihi yapı da mevcut Santa Margarita’da. Bunların en gösterişlisi şüphesiz Santa Margherita Bazilikası. Barok tarzda yapılmış kilisenin bir kulesi 1700'lerin sonlarında diğeri ise 20. yüzyılın başlarında tamamlanmış. Eski binalarla doğa arasında müthiş bir uyum var. Aralarındaki ahenk alıp sizi götürecekmiş gibi geliyor ama bizi bekleyen ve Ünlü Fransız şarkıcı Dalida’nın seslendirdiği “I Found My Love in Portofino” – ‘Ben Aşkı Portofino’da Buldum’ şarkısına ilham kaynağı olan bir küçük cennet; dünyanın en güzel koylarından biri Portofino. Tekne ile geçeceğimiz Portofino’nun adı; Fine Port yani Güzel Liman’dan geliyor. Burası pastel renkli villalar ve arkasındaki dik yamaçlardaki ormanların durgun sudaki yansıması ile muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Portofino uluslararası sanat etkinliklerine sahne olan bir merkez haline dönüştüğünden aynı zamanda sanat limanı olarak da anılıyor. Castello Brown Kalesi ve San Giorgio Kilise’sini fotoğraflayabilir manzaranın tadına varabilirsiniz. Günümüzün sonunda Santa Margarita’ya dönüyor ve otelimizde dinlenmeye çekiliyoruz.

Bu sabah kahvaltı sonrası otelden ayrılıp, Como’ya doğru hareket ediyoruz. İtalya’nın doğa harikası, kimilerine göre en romantik balayı adreslerinden biri, kimilerine göre jet sosyetenin, zenginlerin sayfiye yeri, kimilerine göre de yeşilin maviyle buluştuğu cennetten bir köşe. İtalya’nın üçüncü büyük gölü Como’nun kenarındaki en büyük yerleşim yeri göl ile aynı ismi taşıyor. Milyonlarca yıllık uykusunu uyuyan Como Gölü’nde gezerken büyünün etkisinden kurtulamayacaksınız. Como Gölü, mimarlık mesleğinin doğduğu bölge olarak da biliniyor. 3 bin yıl önce Como’lu inşaatçılar bir araya gelerek mimarlığın temellerini burada atmış. Zaten, göl kıyısındaki villa ve şatoların mimarisi de bunu kanıtlar nitelikte. Turumuzun sonrasında konaklama yapacağımız Como’daki otelimize transfer olacağız.

Turumuzun son gününde otelimizde yapacağımız kahvaltının ardından rehberimiz eşliğinde Türk Hava Yolları’na ait tarifeli  TK uçuş ile İstanbul’a uçmak üzere 1 saat mesafedeki Milano havalimanına transfer oluyoruz. Yerel saat İstanbul’a varışımız ile gezimizin sonu gelmiş oluyor. Bu keyifli turda bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz.