Sabaha karşı saat 03:30’da İzmir Adnan Menderes Hava Limanı Dış Hatlar Terminali’nde buluşup pasaport ve bagaj işlemlerimizi tamamlayarak Sunexpress Hava Yolları’na ait XQ 920 sefer sayılı uçağımız ile saat 06:30’da Aktarmasız (direkt) uçuşumuzu gerçekleştiriyor ve yerel saat ile 08:55‘te Düsseldorf’a ulaşıyoruz. Bizleri bekleyen aracımızdaki yerlerimizi alarak eski adıyla Kolonya olarak bilinen Köln’e hareket ediyoruz. Yaklaşık 1 saatlik kısa bir yolculukla Avrupa’nın en ünlü ve kentin sembolü haline gelmiş olan Dom Katedrali’ne ulaşıyoruz. 1248 yılında Hristiyanlığın Katolik mezhebi hizmetine açılmak üzere inşaatına başlanmış olan ama maddi sıkıntılardan dolayı ara verilmek zorunda kalınan Kölner Dom, 7000 metrekarelik bir alan üzerinde yer almaktadır. 19.yüzyılda tekrar inşaatına başlanan ve 1880 yılında tamamlanan katedralin günlük ziyaretçi kişi sayısı 18 bin kişiyi aşmaktadır. Görebileceğimiz yerler arsasında Ren Nehri, Ohe Strasse, Hohenzollern Köprüsü ve Ludwig Müzesi yer almaktadır. Serbest zamanımızdan sonra Bitburg hattını takip ederek, geçmişte Avrupa Kültür başkenti seçilmiş olan tek ülke hatta aynı adı taşıyan Lüksemburg şehrine gidiyoruz. Avrupa Birliği, Nato, OECD, Birleşmiş Milletler, Benelüks Topluluğu ve Batı Avrupa Birliği’nin kurucu üyesi olmakla birlikte, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde koruma altına alınan kente varışımızın ardından, merkezde rehberimizin oryantasyon turundan sonra akşam yemeği için serbest zaman alıyoruz. Serbest zamanın ardından Lüksemburg’daki otelimize yerleşiyoruz. 

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Lüksemburg şehrini geziyoruz. Petrus Nehri üzerinden güvenli geçiş sağlamak için 1900-1903 yılları arasında inşa edilen ve kemerli bir yapıya sahip olan Adolphe Köprüsü ve Ville Haute’u görüyoruz. 1572-1795 yılları arasında belediye binası olarak inşa edilen Büyük Dük Sarayı (Palais Grand-Ducal) ve turistler tarafından en çok ziyaret edilen, yapısında pek çok yeraltı tüneli ve mağaranın yer aldığı Bock Casemates Surları gezimizde görülecek yerlerden bazılarıdır. Rehberimizin ilgili anlatımlarının ardından, Fransa’nın Lorraine bölgesinde bulunan Orta çağ kenti Metz şehrine hareket ediyoruz. Kısa bir yolculuğun ardından Metz şehir turumuza başlıyoruz. Romalılar dönemine kadar uzanan, köklü bir tarihe sahip ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Orta Çağ kentinin merkezine varışımızın ardından turumuzda; Fransa’nın en eski ve halen aktif olan Metz Tiyatro ve Opera binası, Musees La Courd’Or, Saint Pierre Kilisesi, Alman hakimiyeti döneminde askeri kilise olarak inşa edilmiş olan Le Temple Neuf ve Fransa’daki en büyük vitray resimlerinin bulunduğu (6500 m2) Saint Etienne Katedrali’ni görüyoruz. Buradaki ilgili anlatımların sonrasında, Paris’e hareket ediyoruz. Fransa’nın ve Avrupa’nın en gözde moda şehri Paris’e varışımızın akabinde panoramik olarak şehir turumuza, Sorbonne Üniversitesinin hemen önündeki meydanda yer alan ve orijinali Roma’da bulunan dünyaca ünlü Bilim adamı ve sanatçıların mezarlarının bulunduğu Pantheon Kilisesi’ni (J.J Rousseau, Madame Cury, Voltaire vb.) görerek başlıyoruz. Gezimizin devamında, Luxembourg Sarayı, Napolyon’un mezarı (Hotel İnvalides), Opera Meydanı, Alexander Köprüsü, Saint Michel Mahallesi, Amerikan Kilisesi, Millet Meclisi, Orsay Müzesi, Champs-Elysees, Trocadero meydanında Zafer Takı’nı (Arc de Triumph) da gördükten sonra, rehberimizin yönlendirmeleriyle serbest zaman alıyoruz. Yeniden buluşmamızın ardından 2 gece konaklayacağımız otelimize yerleşiyoruz.

Otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra, dolu dolu bir program için, modadan sanata, gastronomiden tarihe dünyanın en ünlü kentinin olduğu gibi Fransa’nın da sembolü olan Eyfel Kulesi’nin bulunduğu Champs de Mars’a gidiyoruz. Bizler için rezervasyonları yapılmış ve biletleri alınmış kulenin 2. katına seyir için çıkışımızı gerçekleştiriyoruz. Güzel ve unutulmaz fotoğraflar çekebileceğimiz seyrimizin ardından kenti bambaşka bir ambiyansta rehberimizin anlatımları eşliğinde Seine Nehri üzerinde gerçekleştireceğimiz ve fiyata dahil olan Seine Nehri Tekne gezintimizde, Nehrin üzerine kurulu muhteşem köprülerin altından geçerken Paris’in dikkat çekici tarihi binalarını, Ill de le Cidde (Cité Adası), adanın üzerinde bulunan ve geçtiğimiz dönemde hiç beklenmedik bir yangın faciasıyla yanan ve Meryem Ana’ya ithaf olunan dünyaca ünlü Notre Dame Katedrali’ni, Adliye Sarayı’nı, Conciergerie Hapishanesi’ni, Belediye Sarayı’nı, Modern Sanatlar Müzesi ve Louvrs Sarayı’nı rehberimizin ilgili anlatımlarıyla Panoramik olarak görüyoruz. Keyifli tekne gezintimizin ardından, halen bohem yaşamın devam ettiği “Ressamlar Tepesi” adıyla bilinen Montmartre Bölgesi’ne ulaşıyoruz. Dileyen misafirlerimiz ile Füniküleri kullanarak Ressamlar tepesine çıkıyor ve Sacre Coeur Bazilikası’nı gördükten sonra, Paris’in ünlü yemeklerini ya da lezzetli kreplerini tadabileceğiniz şirin restoranlarında serbest zaman veriyoruz. Serbest zamanın bitiminde, Paris’teki otelimize geçiyoruz.

Paris’teki otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından, Belçika’nın ve Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel şehrine hareket ediyoruz. Varışımızın sonrasında geçmişten günümüze tarihiyle, festivalleriyle ve çikolatalarıyla ünlü Brüksel şehir turumuza başlıyoruz. Rehberimizin anlatımları eşliğinde buradaki 1953’te Expo Dünya Fuarı için inşa edilen ve dokuz bölümden oluşan ancak sadece 5‘i ziyarete açık olan Atomium, Çin ve Japon Evleri, Kraliyet Sarayları, Adalet Sarayı, Belediye Binası, Lonca Binaları, Manneken Pis Heykeli ve Grand Palas’ı görüyoruz. Turumuz sonrasında vereceğimiz serbest zamanın ardından, belirtilen saatte rehberimizle buluştuktan sonra, Belçika’nın Brügge şehrine hareket ediyoruz. Tarihi dokusu ile Orta Çağ mimarisini günümüze kadar tüm güzelliği ile taşımış, kendinizi masallarda hissedeceğiniz bir diğer aşıklar şehri Brügge turumuza başlıyoruz. Jan Breydel ve Pieter de Coninck’in de heykellerinin bulunduğu Grote Markt, Burg Meydanı, Begijnhof, Minne waterpark, Lonca Binaları, Kutsal Kan Kilisesi, 1999 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesine dahil edilen Belfry Çan Kulesi ve Belediye Sarayı görülecek yerlerden bazılarıdır. Rehberimizin bilgilendirmelerinden sonra alacağımız serbest zamanın ardından belirlenen saatte buluşup otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Brügge’deki otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltımızdan sonra, Hollanda’nın Amsterdam’dan sonraki en büyük kenti ve önemli ticari rol oynayan Rotterdam şehrine geçiyoruz. 1950 ile 1970 yılları arasındaki 20 yıllık süreçte; II.Dünya Savaşı’nda tamamen yok olmaya yüz tutmuş kentin nasıl bu denli güzel bir kent haline dönüştüğünü rehberimizin anlatımlarından dinlerken, Şehrin, Nieuwe Mass Nehri ile ayrılmış kuzey ve güney yakasını birbirine bağlayan ve adını Hümanizm akımının en önemli temsilcisi olan Desiderius Erasmus’tan alan Erasmus Köprüsü, Euromast Kulesi, Hotel Newyork, Markthall ve Kübik Evleri görüyoruz. Tarihi binaları ve Çini sanatı ile ünlü bir sonraki güzel şehir Delft’e doğru yol alıyor, gezimizi yaparak; Hollanda Krallığı’nın idari başkenti olan ve Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de bulunduğu Lahey kentini gezmek üzere Kuzey denizine sahili olan küçük ve modern şehre doğru yol alıyoruz. Kente varışımıza takiben, Adalet Divanı, Mauritshuis Müzesi (inci küpeli kızın bulunduğu yer), Başbakanlık Çalışma Ofisi ve Kraliyet Sarayı’nı rehberimizin anlatımları eşliğinde görüyor ve hatıra fotoğraflar alarak, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a gidiyoruz. Kente varışımızın ardından rehberimizin bilgilendirmeleri ve yönlendirmeleri eşliğinde gerçekleştireceğimiz oryantasyon turumuzun ardından akşam yemeklerinizi almak üzere serbest zaman vereceğiz.

Amsterdam’daki otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından, Amsterdam’a 20 dakikalık mesafede bulunan, kanalları, tarihi evleri, yel değirmenleri ve Hollanda’nın adeta geleneksel yaşayışını gözlemleyebileceğimiz, atölyeleri ile adeta bir açık hava müzesini andıran kasabada geçireceğimiz Zaanse Schans’ı gezmeye gidiyoruz. Buradaki gezimizi tamamladıktan ve serbest zamanımızı geçirdikten sonra Hollanda’nın balıkçılığı ve Takunya yapımı ile ünlü bir diğer güzel kasabası Volendam’a hareket ediyoruz. Varışımız sonrasında, şirin hediyelik dükkanlarını görüyor, fotoğraf çekimi, alış-veriş ve kahve keyfi yapmak isteyenlerle bir mola veriyoruz. Serbest Zamanın bitiminde kendine özgü evleri ve sokaklarıyla deniz üstüne inşa edilmiş, bir yol bağlantısı verilerek sonradan yarımada olan şirin kasabası Marken’ı gezmeye gidiyoruz. Tipik Hollanda kırsal kasaba hayatını yansıtan kasabamızdaki keyifli zamanın bitiminde Başkent merkezine geri dönüyor ve Kanallar Turumuzu (fiyata dahil) yapmak üzere Limana geçiyoruz ve “Kuzeyin Venedik’i” olarak adlandırılan Amsterdam Kanallar bölgesinde şehrin tüm güzelliklerini Kanallardan gözlemleyerek gezebileceğimiz turumuzu gerçekleştiriyoruz. Unesco Dünya Mirası arasına girmeye hak kazanmış asırlık kanalda gezimizi tekne ile gerçekleştirirken çok güzel fotoğraflar çekme fırsatınız olacak. Anne Frank eviyle aynı caddede bulunan Protestan Kalvenizm Kilisesi Westerkerk, Merkez Tren İstasyonu, kentin tarihi binalarını göreceğimiz ve halkın yaşam tarzını gözlemleyebileceğimiz kanal turumuzun bitiminde Amsterdam kentini gezmeye devam ediyoruz. Borsa Binası, Dam Meydanı, ünlü Kırmızı Fener (Red Light) Kraliyet sarayı ve Balmumu Müzesi – Madame Tussauds'ı görerek tamamlayacağımız Amsterdam Şehir turumuzun ardından şehir merkezinde vereceğimiz yemek molamıza takiben otelimize geri dönüyoruz.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra, benzersiz ve ilgi çekici yapısıyla Kuzey Avrupa’nın ve Hollanda’nın Venedik’i olarak tanımlandığı gibi Hobbit Köyü olarak da anılan Giethoorn Köyü’ne gidiyoruz. Araba yolları yerine yaklaşık 7,5 km uzunluğundaki kanallarla çevrili köydeki ulaşım, “whisper boat” olarak adlandırılan sessiz teknelerle sağlanması ve 180’e yakın ahşap köprülerle bezenerek masallardaki gibi görüntüye sebep olması nedeniyle çok popüler olan Giethoorn’a varışımızın ardından köyün geçmiş hikayesini rehberimizden dinliyoruz. Gezimizi gerçekleştirirken doğa içerisinde muhteşem fotoğraflamalar yapabileceksiniz. Doğal, sakin ve romantik ortamdaki gezimizin bitiminde Almanya’nın kuzey Ren Vestfalya eyaletinde bulunan tarihi ve eğitim konusunda tarihi bir yeri olan Münster’e gidiyoruz. Geleneksel Alman yaşamı, Su değirmenleri ve dünyaca ünlü Münster Katedrali ile bilinen bu tarihi kentimizi gezdikten ve güzel fotoğraflamalar yaparken rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra Almanya’nın bir başka nadide şehirlerinden biri olan ve endüstriyel geçmişini sanata ve kültüre dönüştüren dinamik ve önemli Turistik merkezi Essen’e gidiyoruz. Gotik mimarisiyle ünlü Essen Katedrali ve hazineleri, Villa Hügel ve eski şehir merkezi gezilecek yerler arasındadır. Burada vereceğimiz serbest zamanın ardından Almanya’nın önemli büyük kentlerinden kabul edilen Düsseldorf’a hareket ediyor, varışımızın ardından akşam yemeği (fiyata dahil değildir) için serbest zaman vererek otelimize yerleşiyoruz.

Otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra odalarımızı boşaltıyoruz ve Ren Nehri kıyısında bulunan sanat, moda ve kozmopolitik yaşamıyla ünlenmiş Düsseldorf’u gezmeye başlıyoruz. “Dünyanın en uzun barı” tabir edilen ve eski şehir merkezinin en popüler noktada bulunmasıyla ünlü Altstadt gezintimizle başlıyoruz. Eskişehir’i rehberimizin anlatımları eşliğinde gezerken 240 metre yüksekliği ile bilinen Rhine Tower, kentin modern yüzünü temsil eden ve ünlü mimarlar tarafından tasarlanmış Medien Hafen (Medya Limanı), Barok tarzda inşa edilmiş Benrath Sarayı ve şehrin en canlı pazarlarından biri olan Carlsplatz Pazarı görebileceğimiz yerler arasındadır. Buradaki gezimizin ardından geçireceğimiz keyifli bir serbest zamanın ardından Düsseldorf Hava Limanına gidiyor ve bizleri saat 16:20’de Adnan Menderes Hava Limanına götürecek olan XQ 895 Sefer sayılı Sun Express Hava Yollarına ait uçağında yerlerimizi almak üzere pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak dönüşe geçiyoruz. Yerel saati ile İzmir’e 20:35’teki varışımızın ardından vedalaşıyor ve bir başka seyahat programında buluşmak üzere veda ediyoruz.