İzmir Adnan Menderes Hava Limanı Dış Hatlar Terminali’nde buluşup pasaport ve bagaj işlemlerimizi tamamlayarak SunExpress Hava Yolları uçağımız ile uçuşumuzu gerçekleştiriyor ve İsveç’in başkenti Stockholm kentine varıyoruz. Tarihi ve modern mimarinin harmanlandığı yapıları, zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle 14 Ada üzerine kurulu ve birbirine geçişlerde kullanılan ellinin üzerinde köprüleriyle bizi karşılayan başkentte şehir merkezinde yapacağımız kısa bir oryantasyon turundan sonra akşam yemeklerimizi serbestçe alabileceğimiz molamızı veriyoruz. Yeniden buluşmamızın ardından otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Stockholm'ün 1252 yılında kurulduğu, dar ve taş döşeli sokakları, renkli tarihi binaları, Stortorget Meydanı, Nobel Müzesi ve Stockholm Katedrali gibi önemli değerlerin bulunduğu başkentin Eski Şehrini gezmeye gidiyoruz. Eski Şehir bölümüne geçerken yolumuzun üzerinde bizleri karşılayan Parlamento Binası’nı (Riksdagshuset) gördükten sonra ilk durağımız, kraliyet düğünleri ve taç takma törenleriyle ünlenmiş Stockholm Katedrali (Storkyrkan) oluyor, Avrupa’nın en büyük Saraylarından biri olan ve aslında Drottningholm Sarayı’nda yaşayan ama resmi ikametgahı 600’den fazla odasıyla Avrupa’nın en büyük Sarayı The Royal Palace’ı dışarıdan görüyor rehberimizin anlatımlarını dinliyoruz. Gezimizin devamında, ülkenin Katolik mezhebinden ayrıldıktan sonra daha sade ve katı kurallardan arındırılmış bir inanç şekliyle önemli ibadet yeri olarak bilinen Lüteriyen Kilisesi’ni görerek, Djurgården Adası’na geçiyoruz. 1626-1628 yılları arasında Kral Gustav II Adolf'un emriyle yapılan, İsveç'in Baltık Denizi'ndeki gücünü gösterecek büyük bir savaş gemisi olarak tasarlanmış olup, dengesiz tasarım ve aşırı ağır top yükü şiddetli esen rüzgarlar nedeniyle batan Vasa Gemisi Müzesi’ni gezmeye gidiyoruz. Yedi katında geminin ayrı bölümlerini inceleyebileceğimiz buradaki ziyaretimizi tamamladıktan sonra ünlü Kraliçe Caddesi’ne gidiyor ve serbest zaman veriyoruz. Yeniden buluşmamızın ardından, tarihi kaleleri ve doğal güzellikleriyle İsveç’in Norveç Fiyortları güzergahına girişimizde gezip konaklayacağımız Örebro şehrine gidiyoruz. Doğal manzaralar eşliğinde gerçekleştireceğimiz yaklaşık 2,5 saatlik bir seyahatin ardından kentin girişinde bizleri karşılayan, Hjälmaren Gölü'ne dökülen Svartan nehri kıyısına kurulu kent merkezine ulaşıyor ve gezmeye başlıyoruz. Nehrin kenarında kurulu ve 13. yüzyılda inşa edilmiş olan Örebro Kalesi ilk ziyaret noktamız oluyor. Sonrasında sırasıyla; Gotik mimari tarzıyla dikkatleri çeken ve şehrin en önemli dini merkezlerinden biri kabul edilen St. Nicolai Kilisesi’ni, tarihi ahşap evleriyle 19. Yüzyıl İsveç yaşam tarzını bizlere sergileyen, el sanatları dükkanları, kafeleri ve kültür etkinlik alanlarıyla Wadköping Açık Hava Müzesi’ni rehberimiz eşliğinde geziyor ve şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanın akabinde otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Doğa içerisinde konumlanmış bu güzel şehirdeki otelimizde kahvaltımızı yapıyoruz ve geniş su yolları, doğal güzellikleri ve güneşli havasıyla İsveç’in en güneşli şehri unvanına sahip Karlstad şehrine gidiyoruz. Şehrin içerisinden geçerek Avrupa’nın en büyük tatlı su gölü olan Vaneren Gölü’ne dökülen Klaraven Nehri’nin doğal güzelliğiyle bizleri büyüleyecek olan şehirde; 1730 yılında yapımı tamamlanmış olan Karlstad Katedrali ve tarihi kültürel yaşayışlarını ve sanatlarını gözlemleyebileceğiniz Varmlands Müzesi’ni gördükten sonra şehir merkezinde serbest zaman veriyoruz. Dileyen konuklarımız serbest zamanlarından göl kıyısında bulunan kafe ve restoranlarda yöresel tatları deneyimleyebilirler. Serbest zamanın bitiminde aracımızdaki yerlerimizi alarak Oslofjord’un (Oslo Fiyortlarının) kuzeyinde kurulu, Norveç’in başkenti Oslo’ya doğru yola koyuluyoruz. Doğal ormanlıklar ve geniş nehir yatakları ve kanallarını görerek yavaş yavaş Fiyortlara yaklaştığımızı hissetmeye başlıyoruz. Birbirinden güzel fotoğraflar çekerek gerçekleştireceğimiz yolculuğumuzda kültürel zenginliği, modern mimarisi ve muhteşem doğasıyla İskandinavya'nın önemli turistik destinasyonlarından biri olan kent merkezine vararak gezimize başlıyoruz. İlk durağımız dünyanın en büyük tek sanatçıya ait heykel parkı olan Vigeland Heykel Parkı (Vigelandsparken) oluyor. Gustav Vigeland'ın 200'den fazla heykelinin yer aldığı ve insan yaşam döngüsünü simgeleyen ilginç ve etkileyici heykellerle dolu bu parktaki gezintimizin ardından, Meclis Binası, Belediye Sarayı, beyaz mermer ve camdan modern mimari şaheseri olarak yapılmış Oslo Opera Binası’nı görüyoruz. Çatı kısmına çıkarak Oslo fiyortlarının manzarasının tadını çıkartabileceğimiz tarihi binayı da gezerek, 13. Yüz yılda savunma amacıyla inşa edilen ancak zaman içinde kraliyet sarayı ve sonraki dönemlerde hapishane olarak kullanılan Akershus Kalesini (Akershus Festning) ziyaret ediyoruz. Cadde boyunca Norveç Parlamentosu, Ulusal Tiyatro ve Kraliyet Sarayının olduğu, kafeler, restoranlar ve mağazalar ile dolu Oslo’nun ana alışveriş caddesinde vereceğimiz serbest zamanın bitiminde otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra başkent gezimizi Oslo Fiyortları Cruise gezimizle taçlandırıyoruz. Hovedoya, Lindøya, Nakholmen Adaları’nı, Dyna Feneri’ni, Oslo Opera Binası’nı, Bygdoy Yarımadası’nı, Denizcilik Müzesi’ni ve Fram Müzesi’ni görerek gerçekleştireceğimiz rehber anlatımlı gezintimize başlıyoruz. Oslo Fiyortları’nın unutulmaz manzaraları eşliğindeki yaklaşık 2,5 saatlik keyifli gezintimizi tamamlayarak limana varıyoruz. Ardından bizi bekleyen aracımıza binerek Norveç’in doğusuna doğru, doğa manzaraları eşliğinde Hallingdal Vadisi’ne ilerliyoruz. 1900’lü yılların başında Bergen’den bağlanan tren hattıyla popülarite kazanmaya başlayan Geilo’ya varıyoruz. 19. yüzyıldan kalma kırmızı ahşap kilise ve yöreye özgü ahşap kaplamalı evleri gördükten sonra rehberimizin anlatımlarıyla yerel halkın yaşam şekli hakkında bilgileri alarak şehir merkezinde serbest zaman veriyoruz. Yeniden buluşmamızın ardından Geilo’daki otelimize geçiyoruz. Geceleme otelimizde

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra, Aurlands Fiyordu kıyısında bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Geiranger Fiyordu’nun bir parçası olan muhteşem fiyort manzaralarıyla ünlü Flåm’a gidiyoruz. Orman ve doğa manzaraları eşliğinde yaklaşık 2 saatlik bir yolculuğun ardından eski İskandinav dilinde “küçük vadinin sonu” anlamına gelen Flåm’a ulaşıyoruz. Dünyanın en dik ve en güzel tren yolculuklarından birine katılmak üzere Flåm-Myrdal treninde yerlerimizi alıyoruz. 20 kilometrelik mesafede 866 metre kot farkı ile şelaleler, dağlar ve vadilerden geçerek eşsiz manzaralar eşliğinde bu deneyimi yaşıyoruz. (Fiyata Dahil) Doğal güzellikleri, tarihi demiryolu hattı ve etkileyici fiyort manzaralarıyla İskandinavya’nın en cazip rotasında tren gezimizi tamamladıktan sonra öğle yemeği için serbest zaman veriyoruz. Yerel restoranlarda somon balığı ve geyik eti gibi Norveç lezzetlerini deneyebilir, kafelerinde vakit geçirebilirsiniz. Serbest zamanın sonunda batı Norveç’in en büyük kayak merkezlerine ev sahipliği yapan ve Bergen’e olan yakınlığı ile popülaritesini koruyan Vossevangen’e (Voss) gidiyoruz. Yol üzerinde büyüleyici Tvindefossen Şelalesi’ni görüyor ve kısa bir fotoğraf molası veriyoruz. Ahşap mimarisiyle dikkat çeken Voss Folkemuseum’u ziyaret ettikten sonra, 13. yüzyıldan günümüze dek korunmuş Gotik mimariye sahip Vangskyrkja Kilisesi’ni geziyoruz. Şehir merkezinde serbest zaman sonrası otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizdeki kahvaltımızı aldıktan sonra, Hardangerfjord’un en uzun kollarından biri olan Sorfjorden Fiyordu’nu takip ederek, büyüleyici manzaralar eşliğinde Bergen’e varıyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bryggen Limanı’nda yapacağımız yürüyüş turunda Norveç’in en korunmuş kalesi Bergenhus Kalesi, taze deniz ürünleri ve yerel yemekleriyle ünlü Balık Pazarı ve ikonik Bryggen Renkli Ahşap Ticaret Binaları’nı görüyoruz. Serbest zamanın ardından bizleri Danimarka’ya götürecek olan MS gemisinde yerlerimizi almak üzere limana gidiyoruz. Kabinlerimize yerleştikten sonra fiyort manzaraları eşliğinde keyifli bir yolculuğa başlıyoruz. Gemide alacağımız akşam yemeğinin ardından dileyen misafirlerimiz canlı müzik ve eğlencelerle vakit geçirebilir, geminin aktivite alanlarından yararlanabilirler. Sonrasında otelimize transfer, Geceleme otelimizde.

Keyifli bir deniz yolculuğunun sabahında gemimizde alacağımız kahvaltının ardından, Atlantik Duvarı’nın bir parçası olan Alman sığınaklarının parçalarının görüldüğü ve 1863’te inşa edilen Hirtshals Deniz Feneriyle bilinen Danimarka ve Norveç’in önemli bir geçiş noktası kabul edilen limana varıyoruz. Aracımızdaki yerlerimizi alarak Danimarka’nın kuzeyinde yer alan ve Jutland Yarımadası’nı ikiye bölen, denizle bağlantılı bir boğaz olsa da genellikle Danimarka’nın fiyordu olarak anılan Limfjord’a gidiyoruz. Burada vereceğimiz kısa bir fotoğraflama molamızın akabinde tarihi bir başka fiyord kasabasına gidiyoruz. Danimarka’nın en güzel kıyı bölgelerinden biri kabul edilen Ringkøbing gezimize başlıyoruz. Ringkøbing Fjord’un kıyısında bulunan bu şirin yer, eski taş sokakları, kırmızı tuğlalı evleri ve doğal güzellikleriyle ünlüdür.  Eski şehir merkezindeki tarihi kilise ve alış-veriş hatıralık alabileceğimiz dükkanlar arasında rehber anlatımlarımızı dinledikten sonra serbest zaman veriyor ve yeniden buluşmamızın ardından bu güzel Fiyort kasabasına veda ederek, Danimarka’nın üçüncü büyük şehri ve ünlü masal yazarı Hans Christian Andersen’in doğum yeri olarak bilinen Fyn Adası’nda yer alan Odense’ye gidiyoruz. Yeşil alanları ve tarihi sokaklarıyla şehirde yapacağımız oryantasyon gezimizden sonra serbest zaman alıyoruz ve sonrasından otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra şehir merkezini gezmeye başlıyoruz. 11. Yüz yılda Gotik mimari tarzıyla inşa edilmiş olan Odense Katedrali’ni gezdikten sonra “Andersen’den Masallar” başlığı ile çocukluğumuzda sıkça duyduğumuz ünlü yazarın Masallar Müzesi’ne gidiyoruz. Bu müze ziyaretimizde Masalların içerisinde kaybolup çocukluk anılarımıza geri döneceğimiz ve masallardaki labirent bahçelerini gezerken etkisinden kurtulamayacağımız keyifli bir zaman geçiriyoruz. Ziyaretimizi tamamladıktan sonra Danimarka’nın en büyük köprüsü ve Avrupa’nın en uzun asma köprülerinden biri The Great Belt Bridge (Storebæltsbroen) üzerinden, Zealand Adası’na (Kopenhag’ın olduğu ada) geçerek Kopenhag’a gidiyoruz. Kente varışımızın ardından ilk durağımız bronzdan yapılmış Kopenhag’ın simgesi Denizkızı Heykeli (The Little Mermaid) oluyor. Sonrasında şehir merkezine gidiyor ve 18.yüzyılda inşa edilmiş Danimarka kraliyet ailesinin bugün de hala ikamet ettiği Amelionborg Sarayı, şehrin kuşbakışı manzarasına sahip, 17.yüzyıl astronomik gözlem kulesi Round Kulesi, Danimarka Parlamento Binası olarak kullanılan, eskiden kral ve kraliçelerin yaşadığı, mimarı tarzıyla oldukça görkemli Christianborg Sarayı, yüzlerce önemli eserin sergilendiği modern tasarımı ile dikkat çeken Opera binası ile şehrin bu kısmındaki gezimizi tamamlayıp, 1905 yılında inşa edilmiş saat kulesi ve mimarisi ile dikkat çeken Belediye Binası, rengarenk evleri, kafe ve restoranları ile şehrin en merkezi ve en canlı yeri Nyhan Kanalı, her köşe başında sokak müzisyenleri, dans gösterisi yapanlar ve sihirbazlar ile her zaman renkli ve eğlenceli dünyanın en uzun, trafiğe kapalı alışveriş caddesi Stroget Sokağı’nda serbest zaman veriyoruz. Yeniden buluşmamızın ardından Kopenhag’ın merkezinde bulunan ve yüzlerce farklı bitki çeşitleri, 1600 deniz canlısının görünebileceği akvaryum, suni gölden oluşan parkta ister akşam canlı müzik dinleyebileceğiniz ister yemek yiyebileceğiniz ya da Lunapark oyuncaklarına binebileceğiniz Tivoli Bahçeleri’nde zaman geçiriyoruz. Unutulmaz bir akşamın ardından otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Otelimizdeki kahvaltımızın aldıktan sonra bir başka büyük köprü geçişi gerçekleştirmek üzere yola koyuluyoruz. Danimarka ve İsveç’i birleştiren 8,5 km uzunluğundaki ve Baltık Denizini bir gerdanlık zarafetiyle süsleyen Öresund köprüsü üzerinden denizin üzerindeki rüzgâr tribünlerini görerek ve harika manzaraları fotoğraflayarak, İsveç’in üçüncü büyük şehri ve İskandinavya’nın en kozmopolit kentlerinden olan Malmö’ye gidiyoruz. Keyifli bir yolculuk ile Malmö’ye ulaştığımızda yürüyüş turumuza ünlü tarihi Meydan; Lilla Torg’da başlıyoruz. Kentin en gözde ve hareketli meydanında özellikle yaz aylarında sokak sanatçılarına ve festivallere rastlayabilirsiniz. 16 yüzyıldan kalma ahşap evler ve taş sokaklarla çevrili meydanda rehberimizin vereceği bilgilerden sonra serbest zaman alıyoruz. Ünlü tarçınlı çörekleri Kannelbulle’yi denemenizi öneririz. Yeniden buluşmamızın ardından İsveç’in en eski Rönesans kalesi olarak bilinen Malmö Kalesi (Malmöhus Slott), çevresinde konuşlanmış Kungsparken (park ve bahçeleri), İskandinavya’nın en yüksek binası ve modern mimarinin simgesi olan Turning Torso’yu gördükten sonra Öresund boğazı manzarasına karşı kurulu tarihi bir başka şehre; Helsingborg’a gidiyoruz. İlk durağımız, 13. Yüzyıldan kalma kentin sembolü ve eşsiz manzaraya sahip Karnan Kalesi olacaktır. Devamında Gustav Adolf Meydanı’nda bulunan Belediye Binası’nı da rehberimizin anlatımlarıyla gördükten sonra kafelerinde vakit geçirebileceğimiz bu ünlü meydanda mola veriyoruz. Rehberimizin belirlediği saatte buluştuktan sonra Kopenhag’a geri dönüyoruz. Bu son günümüzde sevdiklerine hediyelikler almak isteyen, alış-veriş ve kent merkezini serbestçe gezmek isteyen konuklarımız için Hava Limanına gitmeden önce serbest zaman veriyoruz. Rehberimizle birlikte belirlediğimiz buluşma saatimizde aracımızdaki yerlerimizi alarak; Kopenhag Hava Limanına gidiyor Sun Express Hava Yollarına ait uçağında yerlerimizi almak üzere pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak dönüşe geçiyoruz. İzmir’e varışımızın ardından vedalaşıyor ve bir başka seyahat programında buluşmak üzere veda ediyoruz.